6 Şubat 2015 Cuma

Kurbanlık Koyun Kaç Yaşında Kesilmeli

kurbanlık koyun kaç yaşında olmalı
Bir ibadet yaparken ibadetimizin kabul olması için mutlaka o ibadetin detaylarını bilmek, buna göre hareket etmek gerekmektedir. Kurban kesme ibadeti de bu ibadetlerden bir tanesidir.

Adaklık koyunun kaç yaşında olması gerektiği aslında özel bir durum değildir. Adaklık kurbanlar da, Kurban Bayramı’nda veya normal zamanlarda kesilen kurbanlar gibi değerlendirilmelidir.

Adaklık koyunun kurban edilme yaşı ile ilgili şu bilgiler mevcuttur:

“Devenin en aşağı beş yaşında olanı, sığırın iki yaşında olanı ve davarın bir yaşında olanı, (veya daha az yaşta olup da bu yaşta gösterenleri) kurban edilebilir.” ( Sünen-i Ebu Davud)
Eğer koyun 8-9 aylık iken 1 yaşında gibi duruyor, besili duruyor ise kurban edilebilir. Tabii bu sadece koyun için geçerlidir. Diğer büyükbaşlar için yaş sınırı aynen geçerlidir. Zaten hayvan kurban edilecek yaşa geldiği zaman eskilerin tabiri ile “diş kapak atar”. Bunu sık sık duymuşsunuzdur.

Kapak atmak, hayvanın süt dişlerini döküp yerine büyük dişlerinin çıkmasıdır. Eğer kurbanlık hayvanın yaşı hakkında bir bilginiz yoksa veya satıcının sizi yanılttığını düşünüyorsanız kurbanlıktan anlayan bir yakınınız ile hayvanın dişlerini kontrol edebilirsiniz.

Sığırların üst çenesinde 12 tane azı dişi vardır. Alt çenesinde de yine 12 azı dişi ve 8 tane kesici diş vardır. İşte bu alt çenede bulunan kesici dişlere bakılarak yaş tahmini yapılabilir.

Kurbanlık seçme konusunda daha fazla detay bilgi isterseniz, “kurbanlığın yaşı nasıl anlaşılır” isimli yazımızı da okuyabilirsiniz.

Adaklık Kurbanlık Nasıl Olmalı

Bir ibadet yaparken ibadetimizin kabul olması için mutlaka o ibadetin detaylarını bilmek, buna göre hareket etmek gerekmektedir. Kurban kesme ibadeti de bu ibadetlerden bir tanesidir.
Adaklık koyunun kaç yaşında olması gerektiği aslında özel bir durum değildir. Adaklık kurbanlar da, Kurban Bayramı’nda veya normal zamanlarda kesilen kurbanlar gibi değerlendirilmelidir.
Bir adaklık kurbanlık seçerken dikkat etmeniz gerekenler için tıklayın.

24 Ocak 2015 Cumartesi

Kurbanlık Nasıl Seçilir

Kurbanlık seçerken dikkat!

Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Naim Deniz Ayaz, yaklaşan Kurban Bayramı'nda kurbanlık alırken ve sonrasında dikkat edilmesi gereken 3 önemli kuralın olduğunu söyledi.



Doç. Dr. Naim Deniz Ayaz, kurbanlık hayvanların seçimi, kesimi ve sonrasında etlerin muhafazası ile ilgili uyulması gereken 3 temel kural olduğunu, bunların hayvan sağlığı, hayvan refahı ve gıda hijyeni olduğunu belirtti. Kurbanlık hayvan seçiminde küçükbaş hayvanların bir yaşını, büyükbaş hayvanların ise 2 yaşını tamamlamış olması ve gebe olmaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Ayaz, “Zayıf, sürünün gerisinde kalan, tüyleri mat ve karışık, donuk bakışlı, anormal hareketler sergileyen hayvanlar tercih edilmemelidir. Ayrıca, hayvanın gövdesinde veya burnunda akıntı veya ağzında aşırı bir salya bulunmamalıdır. Dışkısı sıvı olmamalı, idrarı saman renginde olmalıdır. Hayvanlar topallamadan 4 ayağının üstüne basarak durmalı ve yürüyebilmelidir. Öksürük ve hırıltı olmaksızın sessiz bir şekilde soluk alıp verebilmelidir. Seçilecek hayvanlar dişlerini gıcırdatmamalı, iniltisi bulunmamalı ve kambur durmamalıdır. Anormal bir şişliği, iltihap ve açık yarası bulunmamalıdır.” dedi.

Kurbanlık seçerken dikkat edilmesi gereken hususlar için konunun devamına tıklayın

Adaklık Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kurbanlık seçerken dikkat!

Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Naim Deniz Ayaz, yaklaşan Kurban Bayramı'nda kurbanlık alırken ve sonrasında dikkat edilmesi gereken 3 önemli kuralın olduğunu söyledi.



Doç. Dr. Naim Deniz Ayaz, kurbanlık hayvanların seçimi, kesimi ve sonrasında etlerin muhafazası ile ilgili uyulması gereken 3 temel kural olduğunu, bunların hayvan sağlığı, hayvan refahı ve gıda hijyeni olduğunu belirtti. Kurbanlık hayvan seçiminde küçükbaş hayvanların bir yaşını, büyükbaş hayvanların ise 2 yaşını tamamlamış olması ve gebe olmaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Ayaz, “Zayıf, sürünün gerisinde kalan, tüyleri mat ve karışık, donuk bakışlı, anormal hareketler sergileyen hayvanlar tercih edilmemelidir. Ayrıca, hayvanın gövdesinde veya burnunda akıntı veya ağzında aşırı bir salya bulunmamalıdır. Dışkısı sıvı olmamalı, idrarı saman renginde olmalıdır. Hayvanlar topallamadan 4 ayağının üstüne basarak durmalı ve yürüyebilmelidir. Öksürük ve hırıltı olmaksızın sessiz bir şekilde soluk alıp verebilmelidir. Seçilecek hayvanlar dişlerini gıcırdatmamalı, iniltisi bulunmamalı ve kambur durmamalıdır. Anormal bir şişliği, iltihap ve açık yarası bulunmamalıdır.” dedi.

“KESİM ALANINA GETİRİLMELERİ ESNASINDA DÖVÜLMESİ, EZİYET EDİLMESİ HAYVANLARDA STRESE NEDEN OLUR”

Hayvanlar strese duyarlı canlılar olduğunu ve kesim öncesi ve esnasında yaşayacakları stresin ve yorgunluğun et kalitesini çok olumsuz etkileyeceğini dile getiren Doç. Dr. Ayaz, “Bu nedenle hayvan refahına dikkat edilmelidir. Hayvanların kesim gününe kadar alıştıkları ortamda ve sürü içerisinde kalmaları strese girmelerini önleyecektir. Eğer uzun yoldan gelmiş ise kesim öncesinde hayvanların yeterince dinlendirilmiş olmalarına dikkat edilmelidir. Hayvanlara yeterli yem ve su verilmesi son derece önemlidir. Hayvanların kesim alanına getirilmeleri esnasında aşırı yorulması, dövülmesi, eziyet edilmesi, acele ettirilmesi, kesilen diğer hayvanları görmeleri ve kesimin tek bir bıçak darbesi ile yapılamaması strese neden olur. Bu durum etin koyu, sert ve lezzetsiz olmasına ve etin daha çabuk bozulmasına yol açtığı gibi dinimizce de uygun değildir.” diye konuştu.

“KESİM İŞLEMİ MUTLAKA EHİL KASAPLAR TARAFINDAN YAPILMALIDIR”

Kesim işleminin mutlaka ehil kasaplar tarafından yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Ayaz, “Bu konuda karşılaşılan en önemli sorunlar, kesim yapanların kendilerini yaralamaları, hayvanlara gereksiz acı çektirilmesi ve kurban işleminin dini amacından uzaklaşmasıdır. Kesim esnasında hayvan gövdesi yere temas ettirilmemelidir. Kesim hijyeni açısından dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus deri yüzeyinin ve bağırsak içeriğinin etlere temas ettirilmemesidir. Bu etlerin zararlı mikroorganizmalarla bulaşmasının önlenmesi açısından çok önemlidir. Bu noktada yapılan en sık hatalar kesimi yapan kişinin deriyi tuttuğu eliyle karkasa temas etmesi, bıçağın deriye silindikten sonra karkasın parçalanmasına devam edilmesi veya iç organların çıkarılması esnasında içeriğin karkasa bulaşmasıdır.” şeklinde konuştu.

“ORGANLARDA RENK DEĞİŞİKLİKLERİ, APSELER, KİSTLER, İNCİ TANESİ ŞEKLİNDE BEYAZ OLUŞUMLAR ÖNEMLİ HASTALIKLARIN BELİRTİSİ OLABİLİR”

Türkiye’de kasaplık hayvanların kesiminin resmi veteriner hekim kontrolünde yapılmakta olduğunu ancak Kurban Bayramında istisnaların yaşandığını dile getiren Doç. Dr. Ayaz, “Kesim işlemi bir veteriner hekim kontrolünde yapılmamışsa, hayvanın sağlıklı olup olmadığının tespitinde göğüs ve karın boşlukları ile buralarda bulunan organların kontrolü büyük önem taşımaktadır. Organlarda renk değişiklikleri, apseler, kistler, inci tanesi şeklinde beyaz oluşumlar önemli hastalıkların belirtisi olabilir. Vatandaşlarımızın böyle şüpheli durumlarla karşılaşmaları halinde etleri tüketmeden önce, hayvan gövde ve iç organlarını birlikte bir veteriner hekime göstermeleri, ayrıca hastalıklı doku ve organları kendileri tüketmedikleri gibi evcil hayvanlarına da yedirmemelidirler. Eğer kesim bir mezbahada yapılmamış ise hastalıkların doğada yayılımının önlenebilmesi için bu organ ve dokuların en az 2 metre derinliğinde, vahşi hayvanların ulaşamayacağı derinlikte çukurlara gömülmesi ve üzerlerinin kireçle kapatılması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

“KESİM SONRASI ETLERİN NASIL DEĞERLENDİRİLECEĞİ ET KALİTESİ VE GIDA HİJYENİ AÇISINDAN ÖNEMLİDİR”

Kesim sonrası etlerin nasıl değerlendirileceğinin, et kalitesi ve gıda hijyeni açısından önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ayaz, “Kesim sonrasında elde edilen kasların ete dönüşmesi için yaklaşık bir gün etlerin serin ve temiz bir ortamda bekletilmesi gerekmektedir. Bu süreden sonra etlerin tüketilmesi doğru olacaktır. Daha sonra etler pişirilebileceği gibi çiğ olarak da muhafaza edilebilir. Etler uzun süre saklanacak ise bir ailenin bir öğünde tüketebileceği kadar küçük porsiyonlara bölünerek buzdolabı poşetlerine konulup dondurulması gerekmektedir. Büyük parçalar halinde dondurulan etler, çözündürüldüklerinde bir defada tüketilemediğinden tekrar tekrar dondurma ve çözündürme işlemleri sonrası bozulabilmekte ve gıda zehirlenmelerine yol açabilmektedir.” diye konuştu.

23 Ocak 2015 Cuma

İneğin Boğanın Süt Verimi Özellikleri

boğa sütü
Bir ineğin boğanın süt verimi özellikleri

Boyun derinlemesine okunuşu iyi yapıda olmadı okunuşu omuzların üstünde düzgünce yükselmelidir. Gerdan okunuşu sine de biçimli olmalıdır. Cidago bölgesinin sınırları zahir olmalıdır okunuşu hayvanın veladet yapıp yapmama durumuna göre kama şeklinde olmalıdır. Kaburgalar düzgün, kavisli ve ayrılmış olmalıdır. Kaburga kemikleri okunuşu hoşgörülü ve uzun olmalıdır. Kalçalar arkadan bakıldığında, yanlara namuslu yassılaşmalı önden bakıldığında ayrık durmalıdır. Testis ve skrotumlar alışılagelen olmalıdır. cilt esnek, kaba ve derideki kılların yapısı da yerinde özellikte olmalıdır. Rudimenter emcik uçları müstesna durmalıdır.

Boğanın özellikleri nelerdir

boğanın özellikleri nelerdir
Sütçü boğalarda genellikle, fiziksel ve üreme sağlamlığı diğer bir deyişle reprodüktif, libido, çiftleşme yeteneği ayrıca sağlık önemle üzerinde durulması gereken faktörlerden en önemlileridir..

Genel görünüş
Atraktif, enerjik, düzgün duruşlu, aktif, yürüyüşünde herhangi bir bozukluk olmayan hayvanlardır.

Damızlık Karakteristikleri

Kafası orta büyüklükte olmalı, ağzı geniş ve burun delikleri açık olmalı, çenesi kuvvetli olmalı ve gözleri parlak, alnı da karakteristik özelliklere uygun olmalıdır. Kürek kemikleri düzgünce, göğüs duvarının karşısına denk gelmelidir. Sırtı kuvvetli olmalı ve kambur durmamalıdır. Beli güçlü olmalıdır. Kalça geniş olmalı ve çok yağlı olmamalıdır.


Süt verimi özellikleri

Boyun derinlemesine okunuşu iyi yapıda olmadı okunuşu omuzların üstünde düzgünce yükselmelidir. Gerdan okunuşu sine de biçimli olmalıdır. Cidago bölgesinin sınırları zahir olmalıdır okunuşu hayvanın veladet yapıp yapmama durumuna göre kama şeklinde olmalıdır. Kaburgalar düzgün, kavisli ve ayrılmış olmalıdır. Kaburga kemikleri okunuşu hoşgörülü ve uzun olmalıdır. Kalçalar arkadan bakıldığında, yanlara namuslu yassılaşmalı önden bakıldığında ayrık durmalıdır. Testis ve skrotumlar alışılagelen olmalıdır. cilt esnek, kaba ve derideki kılların yapısı da yerinde özellikte olmalıdır. Rudimenter emcik uçları müstesna durmalıdır.


Vücut kapasitesi


İri yapılı olmalı, iç bölgesi enli okunuşu kaburgaları da güçlü, vâsi ve esnek olmalıdır. işaret ölçüsü makro ve civar ayaklar arasında göğüs genişliği okunuşu uygun olmalıdır.


Kafa

Kafa enli olmalı ancak vücudun mazi kalanıyla kıyaslanarak çok da makro olmamasına dikkat edilmelidir. Hayvanın kafasının çok makro olması buzağılama problemlerine sistem açacaktır.


Boyun

Boyun gerekli uzunlukta okunuşu genişlikte olmalıdır. Başını ve boynunu aşağıda tutan boğa, yükünü omuzlarına verir okunuşu bu da omuz yapısını etkiler. Bu da hayvanın yürüyüş biçimini ve hareketini kısıtlar. Omuz yapısı etkilenen hayvanın kayırıcı ayakları da etkilenir ve hayvanda erken yaşta müşterek bozukluk görülmesine sebep olur.


Göğüs

Göğüs fazla yağın biriktiği bölgelerden biridir. Boğanın göğüs kısmı, vücudun başka kısımlarında olduğu gibi kırpılmalıdır. Boğanın aşkın yağlı olması, kaslarının zayıflamasına ve iyi karkas kalitesine malik olmadığı maksadıyla sonraki nesilleri de ebedî etkilemesine sebep olur.


Omuzlar
Omuzlarda saf olarak şekillenmiş yalnız meyil olmalıdır. Bu eğiklik açısı yoluna 45- 60 mertebe normal olarak kabul edilir. Omuzlar meme kafesi hizasında olmalıdır. Omuzların öne yakınlarında çok ziyade çıkık olması ilerde buzağılama problemlerine illet olabilir.


Ön bacaklar ve ayaklar

Hayvana önden bakıldığında karşı bacakların iyi müşterek şekilde durması gerekmektedir. yalnız hayvanda konstrüktif olarak, omuzdan tırnağın ortasına denli dikey tek çizi çekilir. Bu hat dizle de kesişmelidir Diz hayvanın ağırlığının yarısından henüz gereğinden yük taşırsa, dizde deviasyonlar meydana varidat okunuşu kötü bacaklılık şekillenebilir. Bu hayvanlar kendince stratejik sadece sorundur çünkü hayvan ayakta durmakta zahmet çeker ve yürürken yuvarlanabilme olasılı vardır.


Önkol ve incik kemiği sade yalnız çizgide olmalıdır. Tırnakların uzama durumu bacakları da etkiler okunuşu duruş problemlerine niçin olur. ayrıntılı ya da fazla kısaltarak tırnaklar bukağılık çukurluğunu da etkiler. Tırnakların ayrıntılı oluşu hayvanın tutum etme yeteneğini ve nedeniyle performansını da sağlam anlamda etkilemektedir. Aşağıdaki fotoğraflar da bukağılık ekleminin olması gereken açısı gözükmektedir. Tırnaklar uzamadan, birbirlerine yakınlarında bükülürse, fazla mühim yalnız genetik tutku olan tirbüşonvari tırnak hastalığı şekillenir. İlerleyen dönemlerde laminitis okunuşu buna bağlı devinim bozuklukları da şekillenebilir.


Ayaklar

Çok uzamış, bükülmüş tırnakları saymazsak, taşkın besleme okunuşu hoş zemine kapalı olarak hayvanın ayağını yokuş) olarak bükmesi normaldir. Çok uzamış, gayrimuntazam tırnaklar bacakların yakışıksız olmasına okunuşu kalça ekleminin yangısına sebep olabilir.


Yürüyüş

Ön göl ayağı izinin bırakıldığı yere art ayakla hamle atılması yasa yürüyüş biçimi olarak nitelendirilir. Hayvanın yürüyüş biçiminde bozuklukların olması duruş okunuşu tırnak bozukluklarına neden olur.

22 Ocak 2015 Perşembe

Süt İneği Nasıl Beslenir?

süt ineği nasıl beslenir
Süt ineği bаkımı; süt verіmі, büyümе, gebelik durumunа göre değişiklik göѕterіr. Süt ineği beslemek özen ve dikkat іster. İneğin her safhası іçіn değişik inek bеslеmе plan programı оlmalıdır. Süt İneği Yetiştiriсiliği özen ve titizlikle yaрılmaѕı gereken bir çerçevede bütünleşmiş olan meslektir.

Süt іneğі уaşamını sürdürmek vе buzаğıѕını beslemek için doğum yaptıktan sonra ilk 50 – 60 günlük dönеmdе hızlı bir süt vеrimi yapmaktadır. Bu dönеmdе inеğin bеslеnmеsinе çok dikkat еdilmеlidir.

İnеğin doğumdan itibaren 1 ilа 3 hаftа araѕında 30 ilа 50 kg саnlı ağırlık kaybı оlabilir. İnеğin kilo kaybetmeѕinden dolаyı bayağı bіr еnеrjiyе іhtіyаcı оlacaktır.

Süt ineği yetiştiriciliği yaparken ineğin kesif yem, kaba yem ve su dengesinin kurulması gereklidir. Bu dengeli beslenme yapılmaz ise ineğin ileri dönem beslenmesinde ve döl veriminde problemler çıkabilir.

Süt ineği, günlük ortalama su ihtiyacı normal hava şartlarında 1 litre süte 2,5 litre sudur. Özetle 25 litre süt veren bir süt ineğinin 62,5 litre suya ihtiyacı vardır. Bu rakam havanın sıcak ve soğuk olmasına ayrıca süt ineğinin beslenme faktörlerine göre değişiklik arz edebilir.

Süt ineği beslemesi yaparken bu durumların yaşanmaması için ineklerdeki fizyolojik ve metabolik değişikliklerde göz önüne alınmalıdır. Süt İneğinin her dönemdeki beslenmesine dikkat edilmesi gerekmektedir.